Yazı biraz uzun... Kusura bakılmasın.
Çünkü mücadele oldukça uzun...
AKÇED öncelikle sürdürülecek mücadelede birlik olunması ilkesinden yola çıkarak harekete geçti.
Akbük’de resmi ya da platform düzeyinde faaliyet gösteren güçlerin bir araya getirilmesi stratejisine omuz verdi. Ve sonuçta…Sekiz adet “STK” bir araya geldi ve AKBÜK BİLEŞENLERİ ismi verilen bir komite oluşturuldu. Söz konusu komite, kendi içinden bir de “yürütme kurulu” seçti.
Böylece Akbük Bileşenleri’ni oluşturan yapılanma aşağıdaki örgütlenme çizgisi doğrultusunda çalışmalarına başladı:
Akbük Kültür ve Çevre Derneği [AKÇED]
Akbük Doğa ve Düşünce Derneği
Atatürkçü Düşünce Derneği Akbük Şubesi
Akbük Gönüllüleri Platformu
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı
Akbük Cemevi
Akbük Site ve Kooperatif Çalışanları Derneği
Akbük Sevgisi Platformu
Saplıada Siteler Derneği
Akbük Site Başkanları Platformu
YÜRÜTME KURULU:
Meral Şolt Göktan – Faruk Haksal – Ahmet Cenap
TOPLANTILAR-HAZIRLIKLAR – ÇALIŞMALAR
Komite sık sık toplantılar düzenledi ve 9 Mayıs’ta yapılacak olan “Halkın Bilgilendirme Toplantısı”na katılımı organize etti. Bu yönde Didim Derneği ile ortak çalışma yapılması yönünde girişimlerde bulunuldu.
Ancak [maalesef] müşterek toplantı yapılması ve mücadelenin ortaklaşa sürdürülmesi yönündeki Didim Derneği başkanlığı nezdinde yapılan tüm başvuru ve çabalar bir sonuç vermedi.
Derneğimiz bu süreç içinde karavan toplanma merkezinde halkı gelişmelerden bilgilendirmek amacıyla toplantılar düzenledi. Dernek başkanımız Meral Şolt Göktan toplantıya katılanlara mücadelenin safhaları ve özellikle de 9 mayısta yapılacak olan resmi toplantıda sürdürülmesi gereken strateji hakkında bilgi verdi.
Daha sonra tek tek tüm siyasi partilerin ilçe başkanlıklarını ziyaret ettik ve destek istedik.
En sevindirecek gelişme ise, istisnasız [iktidar ya da muhalefet] tüm siyasi partilerin mücadelemize destek vermiş olmaları…
Derneğimiz ayrıca Akbük’de yatırım yapmış büyük otelleri ve ticari işletmeleri tek tek ziyaret etti ve onlardan da Ankara’daki ilgili merciler doğrultusunda destek vermelerini talep etti ve gerekli desteğin verileceği sözünü aldı.
VE 9 MAYIS ÇED TOPLANTISI
Bu toplantı hakkında geniş bir bilgi sunmanın oldukça gereksiz olduğu düşüncesindeyiz. Çünkü bu satırları okuyacak olan herkesin söz konusu toplantıya fiilen katıldığını biliyoruz.
Ayrıca Akbük halkına destek vermek için eksiksiz tüm siyasi partiler temsilcileri vasıtasıyla toplantıya katıldılar. Kendilerini gösterdikleri aktif dayanışma hamlesi için yürekten kutluyoruz.
Akbük’ün aydınlık insanlarının oluşturduğu bu yoğun birliktelik bilincini ise, bir kez daha kutluyoruz.
ÇED TOPLANTISI SONRASINDAKİ ÇALIŞMALAR
Resmi şekilde yapılan [ama halkın yoğun tepkisi nedeniyle] yapılamamış olduğu kayıtlara geçen “Halkın Bilgilendirilmesi Toplantısı” sonrasında AKÇED yönetim kurulu olarak Aydın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nü ziyaret ettik.
Bu ziyaretin amacı, Akbük’deki resmi toplantı sırasında Komite olarak oluşturmuş bulunduğumuz “itiraz dilekçemizi” kayda geçirtmekti.
Toplantı son derece yararlı geçti. Yapılmak istenen maden [mermer] ocağı ve kırma tesisleri konusundaki itirazlarımızı ve bunların gerekçelerini böylelikle kayda geçirdik. Söz konusu dilekçemiz dijital ortamda Bakanlığın Ankara’daki ilgili birimlerine ulaştırıldı.
Ayrıca oldukça uzun süren ikili görüşmelerde de sorunun tüm boyutlarını müdürlük yetkililerine ilettik ve en önemlisi destek aldık…
Söz konusu müdürlüğe verdiğimiz dilekçeyi aynen aktarıyoruz:
AYDIN ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MÜDÜRLÜĞÜ tarafından düzenlenen Halkın Bilgilendirme Toplantısı’nda toplantı zaptına geçirilmek üzere…
Bizler Didim’in Akbük Mahallesinde faaliyet gösteren
sekiz adet sivil toplum kuruluşu olarak arz ediyoruz:
Akbük Mahallemizde S. 202201186 (ER:34217001) ruhsat numaralı sahada G.Z. Mad. Ins. Ith. İhr. San. ve Tic. A.Ş tarafından MERMER OCAĞI açılacağını Didim Belediyesi ilan panosu ve kurumunuza ait internet sitesi aracılığı ile öğrenmiş bulunmaktayız. Yine E-CED adlı internet adresinde proje tanıtım dosyasını incelemiş bulunuyoruz.
1. Devletimizin tüm kurumları ile birlikte başta HALK SAĞLIĞI olmak üzere, ekonomik gelişme ve toplumsal refah konularını önceleyeceğini ve bu değerlerin karşısında tek hedefleri kar elde etmek olan bazı sermaye çevrelerinin ve onların oluşturduğu şirketlerin menfaatlerine arka çıkmayacağına inanmak istiyoruz.
Ancak hal böyle iken, projenin en başlangıcında “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” kararı verilmiş olması maalesef ve ister istemez halkın bu inancını önemli ölçüde erozyona uğratmış bulunmaktadır.
Daha sonra -bilindiği üzere- Didim Belediyesi’nin itirazları kabul görmüş ve sonrasında ÇED sürecine geçilmiş bulunmaktadır.
Oysa… Söz konusu projenin hayata geçirilmesi halinde halk sağlığının önemli ölçüde büyük ve ciddi risklerle karşı karşıya kalacağı, yörenin turizm potansiyeli, ekonomik gelişmesi ve ekolojik dengenin tahrip edilmiş olacağı apaçık bir gerçektir…
Ayrıca projeyi yürüten Aydın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü ve esas olarak ilgili Bakanlığın en temel görev ve sorumluluğunun halk sağlığı, çevrenin ekonomik ve ekolojik dengesinin korunması olduğu da yine yadsınmaması gereken bir diğer gerçektir.
Bu noktada aşağıdaki soruyu sormak durumundayız:
- Söz konusu sorumluluğun halkın sağlığı ve refahı yönünde üstlenilme-me-sinin vebalini kim ya da kimler üstlenecektir?.. Ortaya çıkacak olan müsebbipleri kimler olacaktır?
2. Bölge halkına [sağlık ve ekonomik açıdan] verilecek zararların gerçekçi, adil ve objektif bir yaklaşımla tespit edilerek söz konusu girişimden -acilen- geri dönülmesi kamu yararı ilkesinin bir gereğidir.
Ancak böylelikle halk nezdinde söz konusu şüphe ve tedirginliklerin dağıtılabilmesi ve Didim [Akbük] halkının Devletimize olan güvenini yeniden inşa edebilmek mümkün olabilecektir.
3. Bu nedenlerle -kısaca- aşağıda ana başlıklarını sıraladığımız nedenlerle söz konusu projenin varlığına ve uygulanmasına kamu yararı adına itiraz ediyoruz:
Proje;
a. Sürdürülecek faaliyet sonucunda oluşacak mermer tozları öncelikle KOAH olmak üzere, solunum yolu hastalıkları açısından son derece büyük ve ciddi halk sağlığı sorunu yaratacaktır.
b. Proje bölgenin hızla gelişmekte olan turizm potansiyeline büyük zararlar verilecektir.
c. Bağlantılı olarak yörenin ekonomisini yok edecektir.
d. Taşınmazların ciddi ölçülerde değer kaybı olacaktır.
4. Kısaca özetlediğimiz bu hususlar -aksi ileri sürülemeyecek netlikte- somut, objektif, üstü örtülemeyecek kadar apaçık nesnel gerçeklerdir.
Eğer söz konusu projenin uygulaması bu aşamada geri alınmaz ve uygulamaya bu şartlara rağmen devam edilirse sair itirazlarımızla birlikte yasal ve idari merciler nezdinde hak arayışımızı sürdüreceğimizi beyan ediyor ve bu süreçte her türlü delil, belge ve sair dayanaklarımızı mahfuz tutuyoruz.
5. Ayrıca, ileri sürdüğümüz gerçekler objektif bir bakış açısı ile değerlendirilip söz konusu proje geri çekilmediği takdirde demokratik hak arama mücadelemizin halk nezdinde tüm ülke sathına yayılacağının…Ve yasal başvurularımız en üst adli merciler düzeyinde en uç noktasına kadar sürdürüleceğinin bilinmesini istiyoruz.
AKBÜK İÇİN… KOMİTESİ bileşenleri olan:
Akbük Kültür ve Çevre Derneği
Atatürkçü Düşünce Derneği Akbük Şubesi
Akbük Gönüllüleri Platformu
Akbük Cemevi
Akbük Site ve Kooperatif Çalışanları Derneği
Akbük Sevgisi Platformu
Saplıada Siteler ve Kooperatifler Birliği
Akbük Site Başkanları Platformu
Adına
Yürütme Kurulu
Faruk Haksal
Meral Şolt Göktan
Ahmet Cenap
AYDIN KÜLTÜR VARLIKLARI KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ YÖNÜNDEKİ GİRİŞİMLERİMİZ
Söz konusu proje alanı içerisinde “Korunması Gereken Kültür Varlıkları" niteliğinde bir sarnıç var.
İlgili mevzuata göre böyle bir alanda maden [mermer] ocağı kurulması ve işletilmesi mümkün değil.
Dolayısıyla bizzat Milet Müze Müdürlüğü’ne giderek sorunu özetleyen ve taleplerimizi içeren bir dilekçe daha verdik.
Söz konusu dilekçeyi aynen yayınlıyoruz:
KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne
Sayın müdürlüğünüzün talebiyle Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 28.09.2023 gün ve 15842 sayılı kararı ilgili mevzuat uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesine tescil edilmiştir.
Tetkike kolaylık oluşturması açısından ilgili kararları arz ediyoruz:
KARAR TARİHİ VE NO: 28.09.2023-15842
Yapılan görüşmeler sonucunda; Aydın ili Didim ilçesi, Akyeniköy Mahallesi mülkiyeti maliye hazinesine ait tapunun 2031 ada 1 nolu parsel numarasında kayıtlı bulanan devlet ormanı vasıflı taşınmazın bir bölümü üzerinde tespit edilen tek katlı kagir olarak dairesel planı şemasında üst örtü kubbe ile örülerek moloz taş malzeme ile inşa edilmiş 19. Yüzyıl 2. yarısı, 20. Yüzyıl ilk yarısı dönemine ait sarnıç yapısının; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanun kapsamında “KORUNMASI GEREKLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIĞI” özelliği gösterdiğinden tescil edilmesine, anıt fişinin uygun olduğuna, yapı grubunun 1.grup yapı olarak belirlenmesine, korunma alanının kararımız eki 1/1000 ölçekli haritada belirtildiği şekli ile belirlenmesine; taşınmazın söz konusu koruma alanında kalan bölümünde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında yürütülecek her türlü öncesinde kurulumuzdan izin alınmasına…
Söz konusu karar sonrasında Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu aşağıdaki kararı almış bulunmaktadır:
“Aydın İli Didim ilçesi Akyeniköy mahallesi dahilinde kalan, RN:202201186 ruhsat numaralı madencilik faaliyetine ilişkin söz konusu mermer ocağı projenin anılan tescilli sarnıç yapısının korunma alanı içerisinde kalan bölümünde proje faaliyetinde bulunulmasının uygun olmadığına, bu sebeple sarnıç yapısına ait korunma alanının söz konusu proje faaliyeti kapsamı içerisinden çıkarılmasına, söz konusu projenin sarnıç yapısının korunma alanını dışında kalan bölümüne ilişkin ise, kurulumuzca yapılacak bir işlem olmadığına karar verildi.”
Ancak…
1. Söz konusu proje dosyasının incelenmesi sonucunda GZ madencilik şirketinin anılan sarnıcı proje kapsamından çıkartmadığı açıklıkla görülmektedir. Söz konusu koruma altındaki eseri proje kapsamından çıkartmak, [gerçekte] onun sürdürülecek faaliyetten -kesin bir biçimde- zarar görmemesini sağlamak demektir. Ancak sürdürülmek istenen faaliyetin içeriği bu zararın önlenebilmesini mümkün kılmamaktadır. Taş ocağı faaliyeti ve özellikle mermer kırma işleme faaliyetinin yakın ve hatta uzak çevrelerde dahi yaratacağı erozyonun sözünü ettiğimiz kültür varlığına zarar vermemesi mümkün değildir.
2. Söz konusu sarnıç hayvanların sulak yeridir. Yıllar boyu bu yarar için kullanılmış ve bu amaç için inşa edilmiştir. Ayrıca maden faaliyetinin [kazma-patlatma-vs tahribatın] yer altı su kaynaklarına etkisini önlemek de mümkün değildir.
3. Didim Belediyesi’nin [Konu: 2 B grubu Maden-mermer] ocağı ÇED görüşü] yazısında çevreye verilecek zararlar özet olarak belirtilmiş bulunmaktadır. [Konu ile doğrudan ilgisi bakımından söz konusu yazıyı dilekçemizin ekinde arz ediyoruz]
SONUÇ VE TALEBİMİZ:
Arz ve izah etmeye çalıştığımız yerel çevredeki nesnel ve objektif gerçeklerin ve söz konusu projenin gerçekleşmesine izin verildiği takdirde ortaya çıkacak -telafisi mümkün olamayacak- zararların anılan sahada bizzat incelenmesi;
Ve dolayısıyla, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiş bulunan “eser”in ve dolayısıyla kamu yararının korunması yönünde gereğinin yapılması… hususunu takdirlerinize arz ederiz.
Saygılarımızla…
AKBÜK İÇİN KOMİTESİ” bileşenleri olan:
Akbük Kültür ve Çevre Derneği
Akbük Doğa ve Düşünce Derneği
Atatürkçü Düşünce Derneği Akbük Şubesi
Akbük Gönüllüleri Platformu
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı
Akbük Cemevi
Akbük Site ve Kooperatif Çalışanları Derneği
Akbük Sevgisi Platformu
Saplıada Siteler Derneği
Akbük Site Başkanları Platformu
Adına
Av. Ö. Faruk Haksal
BU TARİHTEN SONRAKİ YOL HARİTAMIZ:
ÇED prosedürü gereğince önümüzdeki bir tarihte Ankara’da Bakanlık katında genel bir toplantı yapılacak. Bu toplantıya AKÇED olarak bizler de katılacağız. Toplantı sonrasında ise, proje metninde yapılacak bazı revizyonlar ile birlikte resmi şekilde bir İDARİ İŞLEM oluşturulmuş olacak…
Ve bizler de AKÇED olarak yürütmeyi durdurma talepli iptal davamızı açacağız…
Eğer bu aşamaya kadar proje ilgililer tarafından geri çekilmediği takdirde bizler için de idari yargı süreci böylece başlamış olacak.
Yargı süreci içerisinde mahkeme mahallinde bir keşif yapacak.
Akbük halkından beklentimiz bu keşif sırasında yoğun bir biçimde proje alanında yer alınması…
Biz gerçekten başaracağımıza inanıyoruz.
Akbük halkının sağlığını, yörenin turizm potansiyelini ve dolasıyla ekonomisini , var olan taşınmazların değerlerini…
Ve özet olarak Akbük’ü tüm gücümüzle koruyacağımıza ant içiyoruz.
MÜCADELEMİZİN TEMEL AMACI;
KİŞİSEL EGOLARIN [ELDEN GELDİĞİ KADAR] RAFA KALDIRILMASINI SAĞLAMAK VE ORTAK MÜCADELEYİ TÜM AÇIKLIĞI İLE HEP BİRLİKTE SÜRDÜRMEKTİR…